Geçmişten günümüze insanlar birlik içinde yaşarlar ve birbirleriyle iletişim kurarak hayatlarını devam ettirirler. Her geçen gün sosyalleşen insan, toplum içinde saygın bir konumda olmayı ister. Böyle bir konuma erişebilmek içinse; kişinin, her şeyden önce beden ve ruh sağlığının yerinde olması gerekir. Bu da uyku düzeniyle mümkün olmaktadır.
Kişinin tam olarak dinlenebilmesi için gerekli olan uyku süresi, genetik farklılıklar ve alışkanlıklara göre çeşitlilik gösterebilir. Mesela erişkinler için uyku süresi 6-8 saat arası değişirken, ilk ve orta öğretim çağındaki çocuklar için 10-11 saat, okul öncesi çocuklar için ise yaklaşık 11-13 saat arasında olması gerektiği saptanmıştır. Özellikle çocuklarda uyku sırasında büyüme hormonu salgılandığı için bu sürelere özellikle uyulmalıdır.
Uykudaki düzensizliğinin beden üzerinde onlarca olumsuz etkisi vardır. Herşeyden önce kişilerin belirli bir uyku saati olmak zorundadır. Yapılan araştırmalar sonucunda gün doğarken uyuyanlarda, uyumayan kişilere oranla daha fazla kalp krizi geçirdikleri; gün batımında uyuyanlarda ise kalp atım hızının ve zihinsel fonksiyonların olumsuz etkilendiği saptanmıştır. Bunlara ek olarak ‘siesta’ olarak adlandırılan; 30 ila 60 dakika arasında değişen öğlen yapılan şekerleme uykularının ise sağlık açısından çok yararlı olduğu belirlenmiştir. Uyku düzeninin olmaması ise onlarca hastalığa davetiye çıkarır. Depresyon, obezite (şişmanlık) ve şeker hastalığı gibi birçok hastalık bunlardan sadece birkaçıdır. Uykusuzluk, öncelikli olarak kalp ve böbrek olmak üzere tüm organlarımızda meydana gelen yenilemeyi engelleyerek sağlığımızı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu tarz hastalıklar ise özellikle uyku düzeni bulunmayan: kamyon, otobüs ve ağır vasıta sürücüleri, uzun zamanlı uçuş yapan pilotlar veya gece bekçilerinde daha sık görülmektedir.
Ciddi bir şekilde yaşamı olumsuz etkileyen uykusuzluk konusunda eğer ki kişinin bireysel çabaları yetersiz olursa mutlaka hekimine başvurulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder